22 Ağustos 2015 Cumartesi

Bilemedim, seçemedim…

751’de Türkler’in İslamiyetle tanıştığı Talas Savaşı’ndan girdim Türk tarihindeki savaşlara, Türklerin en geniş batı sınırlarına ulaştığı ve Batı’daki son toprak kazanılan anlaşma olan 1672’deki Bucaş anlaşmasına, oradan 1699’da Osmanlının toprak kaybettiği ilk anlaşma olan Karlofça Anlaşması’na ulaştım, oradan da 1921’deki Sakarya Savaşı’na kadar olan geri çekilmeyi başlatan 1683’deki II. Viyana Kuşatması’na kadar dayandım.
Yaklaşık 238 sene boyu kaybedilen savaşlar, 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemâl ile başlayan süreç ve 29 Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve kuruluştan 40 yıl sonra da bu Cumhuriyet’in içinde buldum kendimi.
70’li yılların ikinci yarısından sonrasına kadar iyiydi her şey benim için.
Kötü olanların da ben farkında değildim.
Çocukluk güzeldi, ailem güzeldi, dünyam küçüktü ve o hepsinden güzeldi.
Sonra başladı “Sağ-Sol”…
İlk gençlik günleri tam bir karmaşa içerisinde geçti. Sonra huzur(!) sağlandı netekim.
Devamını hepiniz biliyorsunuz…
Türk Tarihi böyleyken Dünya Tarihi de pek farklı değil.
Tarih boyu yaşanan savaşları araştırırken en büyük 10 savaş ve bu savaşlarda yitip giden insan sayısı takıldı gözüme.
1. İkinci Dünya Savaşı 1939 – 1945 / Dünya Genelinde – 40.000.000 Ölü
2. Moğol İstilası 1206 – 1368 / Avrasya – 30.000.000 Ölü
3. Qinq Hanedanlığı’nın Ming Hanedanlığı’nı Fethi 1616 – 1662 / Çin 25.000.000 Ölü
4. Taiping İsyanı 1851 – 1864 / Çin –  20.000.000 Ölü
5. I. Dünya Savaşı 1914 – 1918 / Dünya Genelinde – 15.000.000 Ölü
6. Timur’un Fetihleri 1369 – 1405 / Rusya,Asya – 15.000.000 Ölü
7. An-Lu Şan İsyanı 755 – 763 / Çin – 13.000.000 Ölü
8. Dungan İsyanı 1862 – 1877 / Çin –  8.000.000 Ölü
9. Rusya Sivil Savaşı 1917 – 1921 / Rusya – 6.000.000 Ölü
10. İkinci Kongo Savaşı 1998 – 2003 / Kongo –  5.400.000 Ölü
Buradaki rakamlara göre 177 milyon, hesaba katılmayanları da katarsak belki de 200 milyon ölü…
İlk 10’un dışında yaşanmış binlerce savaş var irili ufaklı.
Onlarda da yitip giden milyonlarca insan var…
****
Niye savaşları araştırıyorsun derseniz, kendime savaşsız bir zaman dilimi arıyorum şu dünyada.
Varsayıyorum ki elimde bir zaman makinesi var ve ben bir tuşa basarak istediğim zaman dilimine gidebileceğim…
Altı üstü 70-80 sene yaşayacağım nasılsa. Onu da şöyle 'hırsız-gürsüz', kimsenin kimseyi taciz etmediği, konuda komşuda da savaşın olmadığı, kıyımların yaşanmadığı bir dünyada yaşasam fena mı?
Savaş geçirmemiş ülke yok belki ama şu anda savaşmayan ve barış içinde huzurla yaşayan ülkelerin sayısı da az değil.
Nasıl başarıyorlar peki?
Vatansa vatan, insansa insan…
Ya başaramayanlar nasıl başaramıyor?
Onlarda da vatansa vatan, insansa insan…
****
Biz başaramıyoruz mesela.
Tam “Oh diyelim, işimize dönelim” derken karışıyor ortalık yeniden.
Bir anda basılıyor düğmeye, bir anda toz dumanın ortasında kalıyoruz…
Yeni yetme delikanlılar ellerine yakışmayan silahlarla verilen emirlere itaat ediyorlar.
Kurt savaşçılar ise paramparça ediyor o tazecik bedenleri çoğa varmadan.
Haneye düşen ateşin ardından geride kalan ise canhıraş bir isyan, tarifsiz bir acı ve her biri bir ömre bedel milyonlarca gözyaşı…
2015 Haziran dan beri dört yüze, son birkaç günde ise 20'ye yakın şehidimiz var
Ki her “1” tanesi anasının babasının göz bebeği…
Ah bilemedim nerelere gideyim…
Hangi yıla, hangi çağa?
****
Soruyorum durmaksızın; 

Öte taraftaki Cehennem ve Ateş bu tarafta olabiliyor da; yine öte tarafta vaat edilen Cennet ve Barış niçin bu tarafta olamıyor?
Ve cevaplıyorum yine kendimi; bu dünyadaki cenneti de cehennemi de yaratan hep insanoğlu.
Her çağda, her mecrada Melek de o, Şeytan da o…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder